İranlı rejim muhalifi Habib El Kaabi (İran’da Arap asıllı Ahvaz grubunun liderlerinden) pasaportunu taşıdığı İsveç’ten İstanbul’a geldiğinde başına geleceklerden habersizdi.
İstanbul’da bir otele yerleşen El-Kaabi, gümrükten çıkış yaptığı andan itibaren MİT tarafından izleniyordu. Habib El Kaabi’nin İstanbul’a geleceği İran istihbarat servisi tarafından MİT’e iletilmiş ve tutuklanması ve İran’a iadesi istenmişti.
El-Kaabi, kaldığı otelde Ahvaz grubunun bazı isimleri dahil İranlı rejim muhalifleri ile bir araya geldi, kritik görüşmelerde bulundu.
Bu görüşme trafiği sürerken Türkiye (MİT), İran (MoIS) ve Katar istihbarat servisleri (Katar Devlet Güvenlik Teşkilatı) arasında yoğun bir trafik yaşanıyordu.
İran El Kaabi’nin tutuklanmasını ve İranlı istihbarat görevlilerine teslimini istiyordu.
MİT de buna karşılık İran’ın elindeki PKK’nın üç önemli isminin Türkiye’ye verilmesini şart koşuyordu.
Katar İstihbarat Servisi’nin çabaları ile Türkiye ve İran arasında anlaşma sağlandı.
…Ve MİT tarafından düğmeye basıldı. El Kaabi, 30 Ekim 2020 akşamı kaldığı otelde MİT tarafından paketlendi ve MoIS ajanlarına teslim edildi.
Aynı saatlerde Türkiye’nin istediği üç PKK’lı da MİT ajanlarına Doğu Anadolu’da bir ilde teslim ediliyordu.
İran, El Kaabi’nin de içinde olduğu Ahvaz hareketini “terör örgütü” olarak nitelendiriyor.
İran’ın Huzistan eyaletindeki rejim karşıtı Araplardan oluşan Ahvaz hareketi, 2018 yılında bir askeri geçit törenine yapılan ve 30 kişinin ölümüne neden olan saldırının sorumluluğunu üstlenmişti.
NOT: Girişte kullanılan fotoğraf temsilidir.