Brüksel (NATO Merkezi) — SU-24’ün Türk F-16’ları tarafından düşürülmesinden yalnızca iki gün önce NATO Karargahı’nda üzerinde en çok konuşulan konu Rusya’nın Suriye’nin Lazkiye’deki yeni üssüydü. Rusya’nın Lazkiye’deki üsse yaptığı yığınak ve üssün etrafında güvenli bölge oluşturmak için attığı adımlar NATO için büyük tehdit olarak görülüyor ve bu konuda üyelerin biraraya gelip bu konuda adım atmaları gerektiği konuşuluyordu.
NATO Askeri Komite Başkanı ve Genel Sekreter Jens Stottenberg’in danışmanlarından General Petr Pavel, Rusya’nın Lazkiye üssüne ilişkin hazırladığı raporda şu bilgilere yer veriyordu:
“Rusya’nın Suriye’deki varlığının birinci nedeni Esad rejiminin korunması değil. Birincil neden Lazkiye üssü aracılığıyla bölgeye tamamen yerleşmekve etki alanı yaratmaktır. NATO’nun Güney sınırının hemen yakınındaki bu yapılanma bizim açımızdan büyük tehdittir. Rusya bu etki alanını oluşturmadan gereken önlemler (diplomatik, politik, ekonomik ve askeri yollardan) bir an önce alınmalıdır. Bu önlemler tabii ki bir çatışma riski taşımaktadır. NATO üyeleri acilen biraraya gelip konuy görüşmelidir.”
Evet, NATO’nun gündeminde ne IŞİD ne de Esad vardı. NATO Karargahında yapılan tartışmaların odağında Rusya’nın Lazkiye üssü bulunuyordu.
JÖNTÜRK’ün NATO kaynaklarından edindiği bilgilere göre, ittifak, Lazkiye üssünün daha yakından izlenmesi için de, Suriye’de Türkiye sınırına yakın ve Esad rejiminin elinde olmayan bölgelerde bazı adımlar atmayı planlıyordu (Bu bölgelerin güçlendirilmesi, mobil dinleme-izleme istasyonları kurulması vb.).
Türkmen Dağı da bu bölgelerden biriydi.
Tabii Rusya da, Lazkiye çevresinde oluşturmak istediği güvenli bölgeyi temizleme adına harekat alanını genişletmek istiyordu ve “IŞİD’i vuruyoruz” diyerek Türkmen Dağına saldırı başlattı; Esad güçlerini ve Hizbullah’ı öne sürerek.
Bu bilek güreşinde Lazkiye’nin çok yakınında bulunan Türkmen Dağı, her iki taraf için de hayati öneme sahipti.
Suriye’deki Rus güçleri
…Ve 24 Kasım 2015 tarihinde saatler 9:24’ü gösterirken, iki Türk F-16’sı “angajman kuralları gereği” SU-24 tipi Rus savaş uçağını vurup düşürdü.
Nasılsa ikinci bir emre gerek yoktu ve o anki emir yüksek yerden gelmişti.
Tabii Erdoğan da Davutoğlu da, olaydan uçak düştükten sonra haberdar oldu.
Şimdi söylenen o ki, Erdoğan, Rusya uçağının düşürüldüğünü duyar duymaz, “Keşke olmasaydı. Haberim olsaydı izin vermezdim” demiş.
Maalesef, NATO karargahı böyle durumlarda siyasilere pek söz hakkı tanımaz ve vesayetinin gücünü bir şekilde gösterir.
Size de olay olduktan sonra “ah, vah”, “sınırlarımızın güvenliğini koruyacağız tabii ki” demekten başka bir seçenek kalmaz.
