MİT içindeki vatansever bir grup, Menzil tarikatına ilişkin onlarca dosyanın neden bekletildiğini ve işlem yapılmadığını sorguluyor.
JÖNTÜRK’ün edindiği bilgilere göre, MİT’in üst yönetimi ise, Menzil tarikatıyla ilgili işlem yapılması konusunda ayak sürüyor.
Bu ayak sürümeyi daha da net olarak gösterecek bir örnek verelim.. MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Menzil’in sözde şeyhi Abdülbaki Erol’un Almanya tarafından kapıdan çevrilmesi üzerine devreye girmiş ve iptal edilen vizesinin yeniden verilmesini sağlamıştı.
Bunda kuşkusuz, ister oy kaygısı için ister müritlik düzeyinde olsun AKP içindeki bazı isimlerin (Recep Akdağ mesela) etkisi büyük. Kısaca, bu durum MİT’in AKP tarafından siyasallaşmasının sonucu.
Buna karşın, tarikatın devlet içinde örgütlenmesi, ticari ilişkileri vb. konularda MİT’e her gün onlarca istihbari bilgi akıyor.
Bunlardan biri de kuşkusuz Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un 19 Aralık 2016’da öldürülmesine ilişkin davada, suikastçı Mevlüt Mert Altıntaş ile birlikte görev yaparken ihraç edilen polis memuru Hasan Tunç’un savunmasında “Menzil tarikatına bağlıyım” demesi.
Menzil yanlıları, Tunç’un kendilerine bağlı olmadığını, tarikattan ayrılan başka bir gruba bağlı olduğunu söylese de, temsil ettikleri düşüncenin nerelere kadar uzandığı gerçeği maalesef örtülemiyor.
Bir dönem FETÖ’ye verilen desteğin aynısı Menzil tarikatına veriliyor maalesef.
Hem de başta Cübbeli Ahmet olmak üzere İsmailağa ve başka Nakşibendi tarikatlarının Menzil’e verdiği destek apaçık ortadayken…
Bu meselenin üstü öyle “Menzil’in devletle bir işi yok” falan diyerek örtülecek gibi değil.
[…] MİT’in bu tarikatla ilgili raporları bile rafa kaldırılır (Bu konudaki haberimiz için TIKLAYIN), tarikata […]