Erdoğan ve ailesinin serveti CIA’nın “Kızıl Hücresi”nin takibinde

Suriye’ye düzenlenen askeri operasyon sırasında ABD’de bazı çevreler tarafından Türkiye’ye yönelik olarak uygulanacak yaptırımlar çerçevesinde Recep Tayyip Erdoğan’ın servetiyle ilgili bir araştırma yapıldığı da duyurulmuştu.

Her ne kadar dönemin ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye’ye yönelik yaptırımları (harekat sürerken sınırlı olarak uygulananlar) kaldırdıysa da, Erdoğan ve ailesinin mal varlığına ilişkin olarak CIA’nın o süreçte başlattığı çalışmanın sürdüğü öğrenildi.

Edindiğimiz bilgilere göre Erdoğan’ın serveti ile ilgili olarak CIA içindeki “Kızıl Hücre” görevlendirildi.

Peki nedir bu Kızıl Hücre?

CIA’nın Kızıl Hücre’si, 11 Eylül 2001’de ABD’yi şok eden terör saldırısının hemen ardından dönemin CIA Başkanı George Tenet tarafından kuruldu ve adlandırıldı. Kızıl Hücre’den beklenen, topladıkları kritik düzeydeki istihbaratlardan yola çıkarak sıradışı ve ezberbozan analizlere imza atmasıydı.

Tamamen bağımsız bir yapıya sahip olan ve her CIA analistinin çalışmak için can attığı (ki belli bir süre sonra ekip dağıtılıyor ve tamamen yeni analistlerle yola devam ediliyor) Kızıl Hücre, bugüne kadar Ortadoğu ve Uzakdoğu’da ABD çıkarlarının korunmasına yönelik istihbarat faaliyetlerine imza attı.

Kızıl Hücre’nin eski ABD Dışişleri Bakanı ve CIA Başkanı Mike Pompeo tarafından yeniden biçimlendirildiği biliniyor.

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo

JÖNTÜRK’e bilgi veren bir kaynak, Erdoğan ve ailesinin (çocuklar, damatlar dahil) Türkiye içinde ve dışındaki açık ve gizli hesaplarının (Singapur, Lüksemburg, İsviçre başta olmak üzere bazı ülkelerdekiler ve offshore olanlar) dökümlerinin Kızıl Hücre’nin veri tabanına girdiğini söyledi.

Görünen o ki, bu servet konusu ABD ile ilişkilerde Erdoğan açısından “Demokles’in Kılıcı” olmayı sürdürecek.

Erdoğan’ın mal varlığıyla ilgili resmi kaynaklardan derlediğimiz verilerle hazırladığımız haberimiz için TIKLAYIN.

Yorumlayın

Your email address will not be published.

Önceki Yazı

İsrail’in Paris Hilton’u Hofit Golan’dan yürek hoplatan…

Sonraki Yazı

Genelkurmay’ın Bağdadi istihbaratı nasıl pas geçildi?

Sayfa Başı