Türkiye’nin sağlıklı bir istihbarat akışına en çok gereksinim duyduğu şu günlerde Milli İstihbarat Teşkilatı’nda (MİT), istihbarat çarkı bir türlü döndürülemiyor. Bunda da Hakan Fidan ile teşkilatın kıdemlileri arasındaki güvensizlik, hizipleşme, kifayetsiz istihbaratçı kadrolaşması, Erdoğan’a çok yakın bazı özel kuruluşların teşkilattaki ağırlığı büyük etken.
Evet, içte ve dışta yaşanan son gelişmeler Türkiye’nin şu dönemde en zayıf halkalarından birinin istihbarat zaafı olduğunu ortaya koydu.
Çünkü, Türkiye’de şu an tüm istihbarat, yalnızca MİT’in kontrolünde ve elde edilen irili ufaklı bilgiler, kimseyle paylaşılmıyor. Bu ketumluk nedeniyle de, teşkilat ile Emniyet ve Genelkurmay arasında soğuk rüzgarlar esiyor.
Hal böyleyken, söz konusu istihbarat bilgilerinin değerlendirilmesi konusunda MİT içindeki hizipleşme ve de özellikle Hakan Fidan ile başkanlıklar arasında yaşanan güvensizlik nedeniyle, istihbarat çarkının sağlıklı bir şekilde döndürülmesi imkansızlaşıyor.
Bu konuda kifayetsiz personelin hataları da büyük etken olarak ortaya çıkıyor. Öyle ki, istihbaratın “i”sinden anlamayanların sayısı (ki aralarında üst düzey olanlar da var), bir istihbarat teşkilatının kaldıramayacağı boyutların da üstünde. Bu personelin, bazı hayati bilgileri üçüncü kişiler nezdinde dile getirmeleri de, kayıtlara geçmiş durumda.
Bir de Erdoğan-Fidan işbirliğinin uzantısı olarak teşkilatta etkinlik kurmaya çalışan sözde düşünce üreten kuruluş statüsündeki Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) gibi dış kapı mandallarının etkinlik kurma çabaları, çarkın dönüş hızına karışmaya yönelik hamleleri de, etkin istihbaratı engelleyici faktörlerden.
Budur işte MİT’in hal-i pür melali.
Teşkilatı bu duruma getirenler utansın diyeceğiz de onların suratları kösele…