Kavakçı ailesi, Türkiye’nin Malezya Büyükelçiliği görevine özel bir misyonla (birilerinin bir şeylerini koruma ve kollama görevi) atanan Merwe (Biz Merve değil Merwe diyeceğiz) Kavakçı’nın kızı Fatima Gülham Abushanab’ın NATO zirvesinde Erdoğan’ın baştercümanı olarak görev yapmasıylabir kez daha gündemde.
Aile, kelimenin tam anlamıyla Erdoğan tarafından korunup kollanıyor.
Mesela, hiçbir simultane tercümanlık deneyimi ve eğitimi olmamasına rağmen ABD vatandaşı olan kızı Fatima Gülham Abushanab, çok kritik bir görüşmede Erdoğan’ın tercümanlığını yapabiliyor.
Merve Kavakçı’nın yine ABD vatandaşı olan diğer kızı Mariam, şaibeli sarayda, “Danışman” ünvanıyla koridorları aşındırıyor.
Mariam ve Fatima, Merwe Kavakçı’nın ilk eşi Ürdün asıllı ABD’li Ali Ahmad Abushanab’dan olma kızları…
…Ve ABD vatandaşlığı için ettikleri şu yemin unutularak:
ABD tarafının çok hoşuna gitmiştir emin olun bu isimlerle muhatap olmak…
Gelelim ailenin diğer bir ferdi AKP İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı Kan’a…
Milletvekili seçildiğinde yemin törenine Merwe Kavakçı’nın 16 yıl önce giydiği türbanı takarak katılmıştı. Ardından da, yandaş basında “intikam alındı”, “bu kez havlayamadılar” başlıkları baba Yusuf Ziya Kavakçı’nın milletvekili kızını öperken gösteren fotoğraflarla süslenmişti.
Neyin intikamını alıyorlardı?
Çünkü şu anki Malezya Büyükelçisi Merwe Kavakçı, Fazilet Partisi’nden milltvekili seçilmiş ve türbanla TBMM’ye sokulmak (Nazlı Ilıcak’ın kolları altında) istenmişti. Protestolarla TBMM’den çıkarılmış ve milletvekilliği düşürülmüştü. Bu arada Merve Kavakçı’nın ABD vatandaşı olduğu da ortaya çıkmıştı.
Neymiş de bu olayın intikamını alıyorlarmış…
ABD’den apar topar kaçış
Baba Yusuf Ziya Kavakçı, “kızlarım Türkiye’de eğitim yapamıyor” diyerek ABD’ye gidenlerden. Teksas’ın Dallas şehrine yerleşti ve burada Müslüman Kardeşler’in ABD’deki uzantılarıyla ilişki kurdu. Kısa sürede Dallas Merkez Camii imamı oldu ve ABD istihbarat raporlarına “Müslüman Kardeşler üyesi” olarak geçti. Yusuf Ziya Kavakçı, 25 yılın ardından cemaatinin deyimiyle “apar topar” ve “kimselere haber vermeden” yangından mal kaçırırcasına 2003 yılında Türkiye’ye geldi. Cemaat içinde “bu gidiş şaibeli” sözleri yüksek sesle dile getirildi.
O günlerde Kavakçı’nın imamlığını yaptığı Dallas Merkez Camii’nin 5,5 dönüm arazi üzerinde bir İslam Köyü kuracağı açıklanmıştı. Bunun için para bile toplanmaya başlanmıştı. Heyhat, 2014’e gelindiğinde konuyla ilgili İnternet sitesi kapatıldı ve proje rafa kaldırıldı. Toplanan paraların akibeti ise bir türlü doğru düzgün öğrenilemedi.
Yusuf Ziya Kavakçı ve medarı iftiharı kızı Merwe Kavakçı, aynı zamanda ABD’nin terör örgütü olarak kabul ettiği Hamas’a verdikleri destekle de Türk ve Amerikan basınında epey geniş yer buldular.
Merwe Kavakçı’nın Kıbrıslı Şeyh Nazım Kıbrısi’nin önünde diz çökerken çekilmiş fotoğrafı da bu arada yayımlandı (ilk JÖNTÜRK’te yayımlanmıştı):
Gelelim Kavakçı bacıların diğeri Elif’e… Elif Kavakçı, New York’ta modacılık oynuyor. Emine Erdoğan’ın modacısı olarak biliniyor. İslamcıların ve bacılarının “şöyle iyi modacı” “çok ünlü” diye şişirmesine rağmen New York moda dünyasında adını bilenlerin sayısı yok denecek kadar az.