AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Dindar bir gençlik yetiştirmeye uğraşıyoruz” dedi. Bu sözün sözler içinde çok büyük anlamı var kuşkusuz. Hele bir de olaya CIA’nın ve de “şirket”e düşünce üreten kuruluşların raporlarından bakıldığında bu sözler daha bir anlam kazanıyor.
CIA’nın kendi analistleri ve RAND başta olmak üzere CIA’ya düşünce üreten kuruluşların uzmanları tarafından 11 Eylül 2001 öncesinde ve sonrasında hazırlanan raporlarda sürekli olarak “dindar bir gençlik yetiştirilmesi”ne atıfta bulunuluyor.
11 Eylül 2001 öncesinde komünizme karşı oluşturulmak istenen yeşil kuşakta yer alan ülkelerde “dindar gençlik yetiştirilmesi” için CIA’nın yürüttüğü çabalar herkesin malumu. Nitekim, Ian Johnson’ın Washington’ın Müslüman Kardeşlerle Gizli Tarihi (Washington’s Secret History with the Muslim Brotherhood) kitabında 1950′li yıllardan başlanarak “dindar gençlik yetiştirilmesi”ne ilişkin CIA’nın neler yaptığı tek tek anlatılıyor.
Gelelim 11 Eylül sonrasına…
Türkiye’de ilk kez JÖNTÜRK tarafından gündeme getirilen bir CIA raporu var (Tıklayın). Bu raporda da yine dindar bir gençliğin nasıl yetiştirileceğinin yol haritası var.
Bitmedi…
Graham Fuller (Eski CIA görevlisi, RAND Corporation üyesi ve Fethullah Gülen’in ABD’deki kefillerinden biri), 200li yılların başlarından itibaren yazdığı tüm yazılarda Türkiye’de “dindar bir gençlik yetiştirilmesi” için AKP’nin neler yapması gerektiğini anlatıyor.
Özellikle CIA ve FBI ile ilgili yazılarıyla tanınan Ronald Kessler de, CIA Savaşta (CIA at War) adlı kitabında, “şirket”in ılımlı islamı oluşturmak için nasıl çakma dini liderler (ki bunların görevi dindar gençlik yetiştirmek) ortaya çıkardığını belgeleriyle bir bir bir ortaya koyuyor.
Kısacası, Erdoğan’ın “dindar bir gençlik yetiştireceğiz” sözleri, bu açıdan bakıldığında gerçek yerini buluyor.
…Ve ne yazık ki Türkiye’de kimse çıkıp Erdoğan’a “Sana ne gençliğin dininden imanından” ya da “Bu misyon nereden çıktı” diye soramıyor