Erdoğan ve saz arkadaşlarının desteğiyle “milletin damına…”

Aslında bu bir servet transferi haberi; Erdoğan ve saz arkadaşlarının kimleri, nasıl zengin ettiğini anlatıyor.

Tabii ki, zengin edilenler arasında “Bu milletin a…a koyacağız” diyen Mehmet Cengiz de var.

Rakamlar, son 10 yılda Cengiz’in de aralarında bulunduğu birkaç şirket sahibinin “Milletin damına kar yağdırdığını” ortaya koyuyor.

Sadece 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu (KİK) ve Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) anlaşmaları üzerinden son 10 yılda 200 milyar doların üzerinde bir servet transferi bizzat hukuk yoluyla sadece 10 şirkete aktarıldı.

Önce son 10 yılda ihalelerin türlerine göre dağılımına bakmak gerekiyor:

Burada dikkat çekici durum şu:

2013’teki büyük kırılmanın nedeni inşaat ihalelerinden, diğer iki ihale türünde ise belirgin değişim yok. İhale sayıları içinde mal ve hizmetlerin toplamı yüzde 75’leri buluyor. Aşağı yukarı 12 yıldır da oran pek değişmedi. Bu ihalelerin tutarlarında da dramatik sıçrama yok. Buna karşın ikisinin toplamının dörtte biri kadar ihale sayısına sahip yapım işlerinde tutar füze gibi fırlıyor

Özetle, 2013 yılında servet transferi büyük bir hız kazanıyor.

Burada devreye KÖİ’ler de giriyor. KİK’in yetersiz kalan kapasitesi karşısında KÖİ’ler, servet transferini adeta patlatıyor. Tekrar vurgulamak gerekir ki, bu projelerin esbab-ı mucibesi; yüksek miktarda servetin tekelleşmesinin en kolay, en hızlı hukuki yolu olmasıdır. Şu grafik durumu özetliyor:

Son 10 yılda imzalanan KÖİ projelerinin sözleşme değeri 120 milyar doları buluyor. Bunların dağılımında havaalanları 68 milyar dolar, enerji 25.3 milyar dolar, karayolları 14 milyar dolar, şehir hastaneleri ise 10.6 milyar dolarla ön planda. Hazine garantileri, kur, projelerin işletilmesinden gelecek gelir derken ortadaki servet muazzam boyutlara ulaşıyor. Şirketlerin kabaca kazanacağı parayı tahayyül edebilmek için sözleşme değerlerini 2-3 katıyla çarpmak yeter.

Grafikte 2013’te gökdelen gibi görünen payı kimler almışsa, son 10 yılda en büyük servet transferi de onlara yapılmış demektir. İsimleri kamuoyunca malum. Kolin, Cengiz, MNG, Kalyon ve Limak. Bunlara bir de karayolu ihalelerinde söz sahibi Makyol eklenmeli. 2017’de KİK üzerinden aldıkları paylar şu şekildeydi: Makyol 10.6 milyar lira, Cengiz Holding 7.9 milyar lira, Kalyon 6.9 milyar lira, Kolin 4.6 milyar lira. KİK kapsamında doğrudan alım ve davet usulleri hariç yapılan 100 milyar liralık ihalenin yüzde 30’u bu dört şirkete gitmiş. İhalelere katılan şirket sayısının da 20 bini bulduğunu hatırlatalım.

AKP döneminde bu 10 şirkete toplam 205 milyar dolarlık proje verildi. Kıyaslama bakımından bu miktarın, toplam dış borcun yarısına, geçen yılın Gayri Safi Milli Hasılası’nın da neredeyse yüzde 25’ine denk geldiğini söyleyelim. Özetle bugünkü kur üzerinden 1 trilyon lirayı aşkın servet AKP döneminde bu 10 şirkete transfer edildi. 3. havaalanını alan beş şirketin aldığı payının toplamı da 160 milyar dolar. Bunlardan Cengiz-Limak-Kolin üçlüsü ayrıca enerjinin en kârlı alanı olan dağıtımda Boğaziçi, Uludağ, Akdeniz ve Çamlıbel’de de ortaklar. Bazı liman ve otoyol projelerinde de ikili ortaklıkları mevcut.

Hem milletin hem de devletin “damına kar yağmış…”

NOT: Bu yazı, büyük ölçüde Duvar Gazetesi’nde Bahadır Özgür’ün haberinden alıntı yapılarak hazırlanmıştır.

Yorumlayın

Your email address will not be published.

Önceki Yazı

Merve Kavakçı’nın kızı ABD vatandaşı Mariam, Erdoğan’ın başdanışmanı oldu

Sonraki Yazı

Alışmış kudurmuştan beterdir: İşte Amber Rose örneği…

Sayfa Başı