Savaşlar, insanoğlunun en acımasız yönünü ortaya çıkarır. Bazen bir hiç uğruna, hiç tanımadığı insanı öldürmek için vahşice saldırır. Bazen de yerini yurdunu, vatanını namusunu korumak uğruna destanlar yaratır insanoğlu. Bazen de savaşın acımasızlığından geriye destansı ve gizemli öyküler kalır. Tıpkı Çanakkale’de bir sis bulutunun içinde kaybolan İngiliz Alayı gibi.
Çanakkale’yi geçemeyen İngilizler, yeni planlar yapar. Komutan Sir İan Hamilton, savaşı kazanmak için Tekketepe ve Kavaktepe’ye gece karanlığında ani bir saldırı yapmaya karar verir. Bu saldırı için 54. Tümen ilerlemeye başlar. Bu tümenin içinde Norfolk Kraliyet Alayı da bulunuyordu. Tepelerin yamacına kadar ilerleyecek ve gün ışığı ile birlikte saldırıya geçeceklerdi.
Fakat gece yürüyüşü başarısızlıkla sonuçlandı. Norfolk Kraliyet Alayının olaya müdahale etmemesi durumunda İngilizler, kaçacak vakit dahi bulamayabilirdi. Bu sebeple tam teçhizatlı ve üstün donanımlı silahlara sahip Norfolk Alayına ”taarruz” emri verildi.
Norfolk Alayı 267 tam teçhizatlı askerden oluşuyordu. Bu birliğin hastalık ve susuzlukla boğuşan Türklerin üzerine gitmesiyle Çanakkale’de önemli bir cephede başarı kazanılacaktı. Norfolk Alayı sıcak bir Ağustos sabahın ilk ışıklarında taarruza başladı. 267 kişilik Norfolk Kraliyet Alayı, Alçıtepe’den bir önceki tepe olan 60. tepeye doğru rahat bir şekilde ilerledi.
Havada soluk renkli bulutlar vardı. Bu bulutlar saatte 6 veya 8 km. hızla esen rüzgâra rağmen sabit bir şekilde durmaktaydı. Bunlardan yaklaşık 250 m uzunluğunda 60’ar metre eninde ve 60 m yüksekliğinde olan bir bulut tepeyi kaplamıştı. Norfork Kraliyet Alayının subayları ve askerleri bulutun içine girmeye başladılar. Son asker de girince bulut yükünü almış bir uçak gibi havalanmaya başladı. Havadaki diğer soluk renkli bulutlarla birleşerek kuzeye yani Trakya tarafına doğru gitti.
Bu olaydan sonra Yeni Zelandalılar ve Türkler, komutanlarının karargahına koşarak bu tuhaf durumu anlattılar. Bir süreliğine savaşa ara verildi ve iki taraf da dev bulutun askerleri yuttuğu tepeye çıktılar. Çevredeki diğer tepeler araştırıldı ancak Norfolk Alayına ait askerlerden hiç bir iz bulunamadı.
İngilizler, 1918’de Mondros Mütarekesi’nin ardından girdikleri İstanbul’da Türk yönetimine yine bu kayıp askerleri sordular. Fakat tüm araştırmalarına rağmen aynı sonuca ulaştılar. Askerleri ne duyan ne de gören olmuştu.
Çanakkale Savaşı’ndan 50 yıl sonra açıklanan İngiliz belgelerinde de bu olaydan söz edildiği ortaya çıktı. Norfolk Alayını gönderen İngiliz Ordu Komutanı Sir Ian Hamilton, İngiliz Savaş Bakanı Lord Kitchener´e gönderdiği günlük raporunda şöyle yazıyor:
“..Türk direnişi yok gibiydi, bu arada Norfolk Alayının Komutanı Albay Beauchamp´un 16 subayı ve 250 kadar askeriyle birlikte ilerlediği haberini aldım. Ama sonra hiçbir haber alamadım, kayboldular, hiçbir haber gelmedi ve hiçbiri geri dönmedi..”
Bu askeri rapor, hala İngiltere Savaş Tarihi belgeleri arasında yer almakta.
Bir diğer belge ise İngiliz Savaş Tarihi Arşivi olan “Official History”nin Çanakkale bölümünden. Belgede Norfolk Alayının adı geçiyor ve sonra devam ediliyor; ” ..mevsimsiz ortaya çıkan bir sis tarafından birliğin hepsi yutuldu, bu sis, güneş ışınlarını güçlü bir biçimde yansıtıyordu hatta topçulara hedef gösteren gözcülerin gözleri kamaştı ve top ateşi kesildi. Bu 250’den fazla askeri bir daha ne gören, ne de duyan oldu..”
Yine Çanakkale Savaşı’ndan 50 yıl sonra açıklanan belgelerde olayın görgü tanığı 3 Yeni Zelandalı askerin anlattıklarına yer veriliyor. Yeni Zelandalı askerler, 267 askerleri alıp götüren dev boyutlu parlak beyaz buluttan söz ediyorlar.
267 askerin kaybolmasını araştıran kimilerine göre, askerleri götüren bulut aslında bir UFO’ydu. Kimilerine göreyse bulut Allah’ın bir mucizesiydi. Kimbilir belki de askerler adına savaş denen cehennem içinde ölmüşler kimlikleri belirlenemeden unutulup gitmişlerdir.
Arkadaşım merhaba hayırlı akşamlar. Umarım
çok iyisiniz.
Paylaşımınız okudum.Çok ilginç geldi Çanakale savaşı ve arkasından zaferle ilgili araştırmalarım ‘da oldu.Bu güne kadar hiç böyle bir olguyu duymadım
Devlet ricalide Bu savaşın seneyi devriyelerinde tartışılır konuşulur bir çok şeyi duydum okudum anladım fakat bu olayla ilgili ilk defa duyuyorum.
Sanıyorum arşiv kayıtlarında böyle bir belge olsa mutlaka açıklanırdı.
Fakat bu savaşın kazanılmasında Allahın bir mucizesinin olduğunu söylerler.Onuda geçmişte şehit olan ama görülmeyen birilerinin yardim ettiğini duymuştum.
Paylaştığınız için teşekkür ederim.