Bingazi olayında şok Türkiye faktörü

Gelişmeler fena halde vahim. Evet Petraeus’un istifasının bile gerçek nedeni olarak gösterilen Bingazi’de 11 Eylül 2012′de yaşanan olaylar zincirine Türkiye de dahil oldu. İşte JÖNTÜRK farkıyla detaylar:

Önce kısa bir hatırlatma:

11 Eylül 2012 tarihinde “The Muhammed” adlı bir filmi bahane ederek ABD’nin Bingazi konsolosluğunu basan bir grup, konsolosluğu ateşe vermiş ve bunun sonucunda binada bulunan ABD’nin Libya Büyükelçisi Chris Stevens’ın aralararında bulunduğu 4 Amerikalı hayatlarını kaybetmişti.

Bu olayın ardından konuyla ilgili olarak çok şey yazılıp çizildi. İş ABD Başkanı Barack Obama ve Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın “kifayetsizlikleri” olarak bile nitelendirildi. Bazı analistler, Libya’daki olayın örtbas edilmek istendiğini ve asıl nedenin sözkonusu filmle hiçbir ilgisinin olmadığını ileri sürdüler. Hatta ve hatta olayın ünlü Watergate skandalından bile vahim olduğu söylendi. Nitekim ABD Senatosu İstihbarat Komitesi, konuyla ilgili olarak dönemin CIA Başkanı David Petraeus’un ifade vermesi çağrısında bulundu ve bunun için 15 Kasım 2012 tarihini belirledi. Fakaaaat, bu tarihe günler kala Petraeus, evlilik dışı bir ilişkisi olduğunu söyleyerek CIA Başkanlığı görevinden istifa etti. Her ne kadar bugün (14 Kasım 2012) Petraeus’un komisyona ifade vereceği söylense de (kapalı oturum) Bingazi’deki olaylar üzerindeki sır perdesi kolay kolay kalkacağa benzemiyor.

İşte JÖNTÜRK klavyeleri bu noktada devreye giriyor ve Türkiye’yi yakından ilgilendiren ve de ABD Senatosu İstihbarat Komitesi’nin dosyalarında da yer alan bazı gelişmeleri gündeme getiriyor. Bu gelişmelerin en önemli ayağını, ABD Büyükelçisi Chris Stevens’in saldırıya uğramadan yalnızca bir saat önce Bingazi’deki ABD Konsolosluğu’nda, Türkiye’nin Bingazi Başkonsolosu Ali Sait Akın ile yaptığı özel görüşme oluşturuyor (Türkiye’nin mümtaz medya organları bu görüşmeyi “Stevens son akşam yemeğini ismi açıklanmayan bir Türk diplomatla yedi” diye verdiler).

Bingazi’de katledilen ABD Büyükelçisi Chris Stevens

Washington’da JÖNTÜRK’e bilgi veren kaynaklar, Stevens ile Akın arasındaki görüşmenin hiç de olağan olmadığını söylediler. Peki bu olağanüstü görüşmede neler konuşuldu?

Bunun için olayın yaşandığı 11 Eylül 2012 tarihinden öncesine dönmek gerekiyor.

Libya bandralı Al Entisar (Zafer) adlı bir gemi İskenderun limanına yaklaşıyor. Geminin Libya’dan Suriye’den kaçanlar için yardım malzemesi taşıdığı belirtiliyor. İlginçtir, seferi Mavi Marmara olayında da adı geçen İHH (İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı) organize ediyor. Gemi günlerce İskenderun limanında bekletiliyor. Bu arada gemiden bazı Libyalıların inip İskenderun’da otellere yerleştirildiği haberleri veriliyor.

JÖNTÜRK’ün edindiği bilgilere göre, gemide aynı zamanda Suriye’deki muhaliflere gönderilmek üzere külliyetli miktarda silah ve mühimmat da bulunuyor (RPG’ler, yerden havaya uçaksavar füzeleri, Rus yapımı MANPADS denilen ve omuzdan atılan füzeler).

Bu aşamada Rus istihbaratı da, gemide silah olduğuna ilişkin ellerindeki çok güçlü kanıtları Türkiye’deki muhataplarıyla paylaşıyor, bir tür baskı uyguluyor.

..ve  Al Entisar’ın 6 Eylül’de İskenderun limanına yaklaşmasına izin veriliyor.

Burada bir parantez açalım. Dönemin CIA Başkanı David Petraeus da Eylül ayı başında Türkiye’yi ve ardından İsrail’i ziyaret ediyor. Petraeus yine Mart 2012′de geldiği Türkiye’de Suriye muhalefeti ile görüşüyor ve CIA tarafından devşirilen İslamcı militanların Suriye’de savaşması için nabız yokluyor.

Bu çerçeveden bakıldığında İslamcı olduğu istihbarat raporlarına bile yansıyan İHH’nın olaydaki katkısı daha bir anlaşılır oluyor.

Gelelim sadede..

Ali Sait Akın

Silah yüklü gemi olayı (ki Rusya Türkiye’yi sıkıştırmaya başlıyor) birkaç haber desteğiyle ifşa olunca AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Libya Bingazi’deki Başkonsolos Ali Sait Akın’ın ABD’lilerle görüşmesini istiyor. …Ve işte 11 Eylül tarihinde ABD’nin Bingazi Konsolosluğu’ndaki görüşme bu nedenle gerçekleşiyor.

Bu görüşmenin ardından da İslamcı militanlar konsolosluğa saldırarak Büyükelçi Stevens ve diğer üç ABD’liyi öldürüyor.

Burada ABD’de yüksek sesle dile getirilen bir iddiayı da hatırlatmakta yarar var. Bu iddiaya göre, ABD Büyükelçisi ile yaptığı görüşmeden çıkan Türkiye’nin Bingazi Başkonsolosu Akın, ABD Konsolosluğu çevresinde İslamcı militanların mevzilendiklerini görüp Amerikalıları haberdar etmiyor. Bu iddia her ne kadar Akın’ın konsolosluk binasından çıkışıyla militanların saldırı hazırlığı yaptığı saatler çakışmasa da, Senato İstihbarat Komitesi’nin dosyalarında yer alıyor.

Bizden aktarması…

Yorumlayın

Your email address will not be published.