Tarihler 28 Eylül 2010’u gösterirken, Atatürk’ün yatı olarak bilinen Savarona’ya (Şimdiki sahipleri Kahraman-Celal Sadıkoğlu) Göcek koyunda demirliyken güvenlik güçleri tarafından bir baskın düzenleniyordu.
Baskında, yatta fuhuş yapıldığı gerekçesiyle Rusya ve Kazakistan kökenli işadamları, politikacılar ve çok sayıda Rusya kökenli kadın (bazılarının yaşı 18 altı) gözaltına alınıyordu.
İlginçtir, kadınlar ve Kazakistan kökenli iş insanı Tevfik Arif hariç, yatta bulunan diğerleri sorgulanmadan (ki aralarında Kazakistan Dışişleri Bakanı Kanat Saudabayev, Kazakistan kökenli Belçika vatandaşı milyarder iş insanı Alexander Mashkevitch – Dönemin Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in yakın arkadaşı ve Avrasya Yahudi Birliği’nin eski başkanı-, Rusya’daki Alliance Group’un başkanı Rus-Çeçen iş adamı Musa Bazhaev -Rusya’da mafya soruşturmasında adı geçiyor-, da bulunuyordu) Türkiye’yi terkediyorlardı.
Tutuksuz yargılanan Tevfik Arif de, Nisan 2011’de beraat ediyordu.
Tevfik Arif’e geleceğiz…
Ama önce şu Savarona baskınıyla ilgili birkaç detay verelim:
Aslında emniyet güçleri, Tevfik Arif ve çevresinin fuhuş dahil attığı adımları 2010 yılı başından itibaren takip ediyordu.
Öyle ki, Antalya Belek’teki Rixos Hotel’de (Fettah Tamince’nin diye bilinir ve Recep Tayyip Erdoğan da başbakanlığı döneminde orada tatil yapıyordu) konaklayan Tevfik Arif ve arkadaşlarının Rusya’dan ve Doğu Avrupa’dan getirttikleri küçük yaştaki kızlarla düzenledikleri seks partileri takibe takılmıştı.
O günlerde baskın için düğmeye basılmamış, daha fazla kanıt ve “daha büyük balıklar” için beklenilmişti.
Heyhat, büyük balıklar dönemin Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın müdahalesiyle adeta Savarona’dan denize atlayıp Türkiye karasularını terketmişlerdi.
Fettah Tamince’nin inkârı
Tevfik Arif’in adı Savarona skandalıyla beraber Türkiye’de de duyulunca, Rixos Otelleri ve Sembol İnşaat’ın kurucusu Fettah Tamince (O dönem hem Erdoğan’a hem FETÖ’ye çok yakın) görünürde hem kendini hem de şirketlerini Arif’den uzaklaştırmıştı.
Baskından iki gün sonra yaptığı basın açıklamasında Tamince, 1999 yılında Arif’le Labada Otel yatırımında ortaklıkları olduğunu söylemiş ancak 2007 yılında otelin Arif’e devredilmesiyle ortaklıklarının bittiğini belirtmişti.
“Bu ortak yatırımın dışında herhangi bir ortaklığımız söz konusu olmamıştır,” demiş ve şöyle eklemişti: “Basında yer alan haberlerin aksine, Tevfik Arif’in gerek Sembol İnşaat şirketimizde ve gerekse Rixos Grup’umuzda herhangi bir hissesi bulunmadığı gibi herhangi bir sermaye katkısı da olmamıştır.”
Fakaaat, ortaya çıkan bir belge, Fettah Tamince’nin yalan söylediğini ortaya koyuyor ve Tevfik Arif’le olan gizli ortaklığını gözler önüne seriyordu.
Fettah Tamince ve Tevfik Arif’ın Ağustos 2006’da imzaladığı mutabakatta Rixos ve Sembol şirketleri için İngiliz Virjin Adaları’nda yeniden yapılandırılmadan bahsediliyor. Belge aynı zamanda Tamince’nin Rixos ve Sembol de dahil olmak üzere altı şirkette ve Rixos’a bağlı diğer dört şirkette Arif adına hisseleri olduğunu gösteriyor.
Tamince’nin beyanına göre: “Hisseler resmi olarak doğrudan ya da dolaylı olarak benim, ailemin ve hissedarı olduğumuz diğer şirketlerin adına kayıtlı olsa da, Tevfik Arif Rixos ve Sembol hisselerinin %50’sinin gerçek hak sahibidir.”
Beyan şöyle devam ediyor: “Arif’in hisselerinin benim adıma kayıtlı olmasının sebebi, Tevfik Arif ve benim aramdaki gizli ilişkidir ve amaç her zaman Arif’in hisselerini Tevfik Arif adına benim tutmam olmuştur.”
İlginçtir, Fettah Tamince, daha sonraki yıllarda FETÖ soruşturmasından yargılanıyor, görünmez bir elin müdahalesiyle aleyhindeki kanıtlara rağmen aklanıyordu.
O dönemde Tamince’nin Recep Tayyip Erdoğan için “görür görmez aşık oldum” sözü de hafızalarda yerini alıyordu.
…Ve yine ilginçtir, Fettah Tamince, Kasım 2020’de Recep Tayyip Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani arasında varılan anlaşmalardan Haliç Altın Boynuz Projesi’nin imzacısı olarak masada yerini alıyordu:
Yazının ikinci bölümü için TIKLAYIN…