Terör örgütünden MİT’çilere “köstebek” baskısı

Geçen yaz Cemil Bayık’ı pakatlemek üzere Kuzey Irak’a giden üst düzey iki MİT görevlisi, Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) istihbarat örgütünün başındaki Lahur Talabani’nin ihbarı ile terör örgütü PKK’nın eline düşmüştü. Terör örgütünün, MİT’çilerden örgütün içindeki MİT ajanlarını öğrenmek için yoğun baskı yaptığı öğrenildi.

Terör örgütü, elinde tuttuğu MİT’çilerin kimliklerini Erhan Pekçetin (Yurtiçi Etnik Bölücü Faaliyetler Bölüm Başkanı) ve Aydın Günel (İnsan Kaynakları Yöneticisi) olarak duyurmuş ve yakalanmalarına görüntüleri yayınlamıştı.

JÖNTÜRK’ün edindiği bilgilere göre, terör örgütü PKK, iki MİT personelinin görevlerinden yola çıkarak, örgüt içindeki köstebekleri ifşa etmeleri için yoğun bir baskı uyguluyor.

MİT’çilerin verdiği bazı bilgiler ışığında, PKK’nın Kandil’de ve Suriye’nin kuzeyinde bazı örgüt elemanlarını (aralarında üst düzey isimler de var) gözaltına aldığı ve bunlardan bazılarını infaz ettiği öğrenildi.

Ne olmuştu?

MİT’e, geçen temmuz ayında KCK Yürütme Kurulu Başkanı Cemil Bayık’ın bel ağrısından dolayı Süleymaniye’de bir hastaneye yatacağı istihbaratı geldi.

MİT bu istihbaratın ardından Cemil Bayık’ı almak için operasyon hazırlığı yapmaya başladı.

Ancak, operasyondan bir şekilde haberdar olan  KYB’nin istihbarat teşkilatının başındaki  Lahur Talabani bilgileri PKK’ya ulaştırdı. Sonrasında da MİT personeline yapılan operasyon PKK ve Lahur Talabani koordinasyonunda gerçekleşti.

Bunun sonucunda da  Türkiye, olaydaki sorumluluğu nedeniyle KYB’nin Ankara’daki temsilciliğini kapattı. Temsilci Behroz Gelali sınırdışı edildi.

Sonuçta, doğru hesaplanmadan, başkalarına güvenilerek (KYB, KDP) ve de “bize bir şey olmaz” anlayışıyla tezahür eden ego patlamasıyla yapılan her operasyon gibi, bu da istihbarat fiyaskosu olarak tarihe geçti.