Tablo, Osman Hamdi Bey imzalı ve 1901 yılında yapılmış. Türkiye’de hiçbir zaman sergilenmeyen tabloyu kimileri “Mihrap”, kimileri “Tekvin (Yaradılış)” diye adlandırıyor. Rahmi Koç’un eski eşi ve merhum Mustafa Koç’un annesi Çiğdem Simavi’nin bir dönem sahibesi olduğu Kuran’ı ayaklar altına almış bir kadının resmedildiği tablo, İlluminati’nin (Siz isterseniz başka adlandırın) en önemli eserlerinden biri olarak kabul ediliyor.
…Ve ilginçtir tablo, sırra kadem basmış durumda.
Ünlü Türk ressamı Osman Hamdi Beyin bu tablosunun erken dönem sahipleri olarak sırasıyla ünlü müzayedeci Raffi Portakal’ın babası Aret Portakal, Mesut Hakgülen, Çiğdem Simavi ve Demirbank’ın adları geçiyor.
Demirbank’ın varlık listesinde adı geçen tablo ne yazık ki bankanın TMSF’ye devri sırasında her nasılsa ortadan kayboluyor.
Ondan sonra da bir türlü izine rastlanmıyor.
Ta ki ressam Mehmet Güleryüz’ün şu sözlerine kadar:
Bu resim, hiç kuşkusuz Osman Hamdi’nin, Osmanlı tabularını sorguladığının kanıtıdır ve bu yüzden, yaklaşık yüzyıl boyunca hiçbir yerde sergilenmesi mümkün olmamıştır. Adı bende saklı bir koleksiyoncunun evinde görmüştüm ilk kez; burada bile, tablonun alt bölümünü kapatan bir perdeyle sergileniyordu.
Mehmet Güleryüz, o koleksiyoncunun adını vermese de, işaret edilen ismin Ömer Koç olduğu söyleniyor.
Ömer Koç’un adı dünyanın en önemli sanat koleksiyoncuları arasında geçiyor. Özellikle Londra’daki evi tam anlamıyla bir müze gibi. Evin her odasındaki eserleri görmek için olağanüstü güvenlik çemberinden geçilmesi gerekiyor.
Tablo, İlluminati teorisyenlerince, dünyayı yönettiğine inanılan örgütün en önemli eserlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Bu çerçevede, Mustafa Koç’un ölümünden (ki ölümünü bu tabloya bağlayanlar bile var) Çiğdem Simavi’ye, Ömer Koç’un Koç Holding’in başına gelip gelmeyeceğinden Rahmi Koç’un İlluminati ile ilişkilerine kadar bir sürü komplo teorisi havada uçuşuyor.
Ha bir de şu durum var… Adı bizde saklı bir din adamına göre, eğer bu tablo Koç ailesindeyse Mustafa Koç için kıldırılan cenaze naması geçersiz oluyormuş.
Bizden aktarması.
Osman Hamdi Beyin Tablosu
Resim, duvarında çinili mihrap olan bir bina içini göstermektedir. Başı açık bir kadın Kur’an yazısı ile çevrelenmiş olan mihraba arkasını dönmüş olarak, büyük bir rahle üzerinde dimdik oturur vaziyette resmedilmiştir. Ayaklarının çevresinde de Kur’an ve Kur’an sayfaları bulunur. Resmin hemen önünde yer alan buhurdandan ortama mistik bir hava veren dumanlar yayılır. Mihrabın yanında ise dev bir mum yer alır.
Resimde yer alan çinili Mihrap, İstanbul’da Çinili Köşk’te bulunan (env. no: 136), 1907 yılında Konya Karaman İbrahim Bey İmaretinden müzeye getirilen, renkli sır tekniğindeki mihraptır. Resmin yapılış tarihi göz önüne alındığında Osman Hamdi’nin bu mihrabı İstanbul’a getirilişinden 6 yıl önce görüp, resmettiği anlaşılır.
Resimdeki kadının ressamın eşi Naile Hanım’ın gençlik hali olduğu iddia edilir. Kimine göre ise ressam, evde çalışan bir Ermeni kızı model edinmiştir.
Resimdeki kadının pozu, Jean-Léon Gérôme’un Tanagra isimli heykeli ile aynıdır, bu nedenle Osman Hamdi’nin Mihrab’ı yaparken Tanagra’dan esinlendiği düşünülür.
Tartışmalar
Mihrap, yapılışından itibaren çok sayıda eleştiri ve saldırının hedefi olmuştur. Osman Hamdi Bey’in tüm resim kariyerinde en çok bu tablosunda toplumsal ahlak ve din açısından ‘dokunulmaz’ alanlara temas etmiştir. Osman Hamdi’nin “oryantalist” suçlamasının gelmesinde en önemli sebebin Mihrap adlı eseri olduğu düşünülür. Çünkü eserde ayaklarının dibine dini içeriklerin kitapların düzensizce atılmış olduğu bir kadını tasvir edilmektedir. Kimi yorumlara göre tablo kadının statüsünün önemini vurgular; yere atılan dini içerikli kitapların kadının özgürlüğünü engelleyen dinsel baskıları simgelemektedir. Resimdeki kadının kışkırtıcı göğüs dekoltesiyle birlikte başının açık, sırtının da Kâbe’ye dönük olması karşı tavrı belirginleştirir.