New York’ta “kötü yola düşen” Türk kızları

seytaninavukati1

Bu satırlara başlamadan önce miskin miskin kıraat eyliyordum. Masamın üzerinde New York Times’tan kestiğim “Türkiye’de ifade özgürlüğü tarihinin en dip noktasında” konulu kupür ve her nasılsa masaüstünde kalmayı başarmış eski bir FHM dergisi. Tam, Times’ın makalesine girişecektim ki, gözüm FHM’nin kapağına takıldı.

Fox’ta yayınlanan ve bir dönem epey bir rating başarısı gösteren “24” dizisinin starlarından Elisha Cuthbert (2013 yılında ABD televizyon ekranının en güzel yüzü seçilmişti) ile söyleşi yapmışlar. Sayfaları hızlı hızlı çevirdim ve röportajı okumaya başladım. Elisha’ya “la” dedirtmişler, ancak kızcağız bir türlü “ABD’yi çok seviyorum” dememiş.

Sayfalar tabii ki Elisha’nın iç gıdıklayıcı pozlarıyla süslü. O pozları veren kızcağız, “Ben Kanadalıyım, niye sizin bayrağınızı selamlıyayım ki” deyip durmuş.

elishacuthbert1
Elisha Cuthbert

Elisha’nın o seksi fotoğraflarından gözümü bir nebze bile ayırmadan geçtiğimiz günlerde New York’taki bir seks kulübünde Amerikan bayraklı elbisesi ile arz-ı endam eden Türk kızını hatırlayıverdim.

Sohbeti bayağı ilerletmiştik, ancak ben pek fazla içki ısmarlamıyordum (ki kız masamda fazla kaldı diye korumalardan birinden fırça bile yedi, ama mesele bir şekilde halloldu).

G.T. New York’a okumak ve iyi bir iş bulmak için gelmiş. Boy, pos, endam, mihrap yerinde. Yani gerçekten güzel bir kızımız. Haspam beni etkilemeyi başardı. Cimriliği bir kenara bırakıp (ki bunda “bu konudan iyi haber çıkar” düşüncesi de rol oynamadı değil) bir şampanya açtırdım ve ona “lap dance” (kucak dansı) bile yaptırdım.

Neyse uzatmayalım, muhabbet akıp gitti. G.T., sürekli Türkiye aleyhinde atıp tutmaya başladı. Yok insana değer verilmiyormuş da, yaptığı işi Türkiye’de yapamazmış da, bla, bla… Bir de “İyi para kazanıyorum. Yüksek lisans masraflarım çıkıyor. Erkek arkadaşım da var. Yaşayıp gidiyoruz” demez mi, başımdan kaynar sular döküldü.

Halbuki masumane “Kötü yola düşmüş bir Türk kızının başından geçenler” konulu yazı yazarım diye düşünüp o kadar paraya kıymıştım. Söylenecek söz müydü o son lakırdılar. Heyhat…

G.T.’den kalkmasını istedim ve “Ben şuradaki siyahi kızın bana kucak dansı yapmasını istiyorum” dedim. O da, bir afra tafra çekip gitti.

Ben de kulüpteki kızları birer birer (ki dörtte pes ettim) masama çağırdım, onlarla içtim, kucak dansı yaptırdım. Tabii epey de içeri girdim. Fakaaat, gecenin sonunda New York’taki “gentleman club”larda 10 kadar Türk kızının çalıştığını öğrendim.

lapdance1

Bu Türk kızlarının hepsini bulacağım, yakın ilişki kurup onları New York’ta kötü yola düşmekten kurtaracağına inandığım iksiri onlara göstereceğim (bkz. Yazının sonundaki Akıcı İngilizce Rehberi).

Öte yandan aklıma birden ABD’de yaşayan Türkler’in nüfusuyla ilgili yapılan araştırma geldi. Allahtan ABD’ye gelen Türkler arasında kadınların sayısı erkeklere oranla epey düşük. Demek ki kızlarımızın büyük bölümü, G.T. gibi değil. Çoğunluğunun New York’ta green card sahibi bir Türk erkeğinin verdiği şu ilandaki gibi “geleneklere bağlı” olduğunu düşünüyorum: “ABD’deyim. Green Card sahibiyim. Geleneklerimize bağlı bir Türk kızıyla evlenmek istiyorum.”

Eyyyy, ABD’ye gelmeyi düşünen ya da gelen Türk kızları… Size sesleniyorum:

Akıcı İngilizce Rehberi’ni iyi okuyun. Kötü yola düşmeyin. Bana şampanya ve kucak dansı için para harcatmayın. Akıllı olun.

Gece bir tül gibi uzanıyor kentin üzerine. İhanet damarım kabarıyor. “Gece ihanet için korkunç bir gerekçe” diye söylenip Elisha Cuthbert’in resimlerine daha bir dikkatle bakıyorum.

Yalan yok… Aklımın bir köşesinden de G.T.’nin bu akşam çalışıp çalışmadığı geçiyor.

AKICI İNGİLİZCE REHBERİ

Aşağıdaki her diyaloğu ezberleyin. İlk cümleler, kötü niyetli erkeklerin sizi kötü yola düşürmek için söyledikleri (ki üç aşağı beş yukarı aynıdır), ikinciler ise sizin yanıtlarınızdır.

Hey, beautiful, what are you doing tonight?

Sorry, I don’t date outside my species.

**

Hi, gorgeous. Where have you been all my life?

Well, for most of it I wasn’t born.

**

Is this seat empty?

Yes, and this one will be too if you sit down.

**

Your body is like a temple.

Sorry, there are no services today.

**

May I have the last dance?

You’ve just had it.

**

Hi sexy, fancy a drink?

I like your approach. Now let’s see your departure.

**

We could step outside and watch the sunrise.

You are starting to sound OK. Time to up my medication.

**

Wanna go to my place?

I don’t know. Will two people fit under a stone?

**

If I could you see naked. I’d die happy.

If I could see you naked, I’d die laughing.

**

If you come home with me, I can show you a real good time.

You know your problem? Your mouth is writing cheques that your body can’t cash.

**

When can I take you out?

How about never. Is never good for you?

**

Hey baby, what’s your sign?

Do not enter.

**

I reckon we’d be great together.

Any connection between your reality and mine is purely coincidental.

**

Y’know, I really like you.

I like you too. You remind me of when I was young and stupid.

**

I want to give myself to you.

Sorry, I don’t accept cheap gifts.

**

You knock me dead with your looks.

You knock me dead with your breath.

**

Your place or mine?

Both. You go to your place, and I’ll go to mine.

**

I can tell that you want me.

Yes I want you to leave.

**

Haven’t I seen you someplace before?

Yes, that’s why I don’t go there any more.

**

How about you and me get together some time?

I’am busy. You’re ugly. Have a nice day.

**

What is your sexual preferences?

My sexual preference is NOOOO.

Yorumlayın

Your email address will not be published.

Önceki Yazı

Umberto Eco “Paralel Yapı” Opus Dei tarafından mı zehirlendi?

Sonraki Yazı

İşte içki içen Osmanlı padişahları (İlber Hoca’dan)

Sayfa Başı