Aylardan temmuz… Kuzey Irak’ta yaz iyiden iyiye kendini hissettiriyor. Öyle ki, Türkiye’den bölgeye sızmış özel tim dışında herkes sanki sıcağa teslim olmuş gibi. Özel tim komutanı, aldıkları emri hatırlatıyor ve birkaç dakika önce eline ulaşan istihbarat bilgisini ekiple paylaşıyor : Terör örgütü PKK’nın üst düzey yetkililerinden Murat Karayılan ve korumaları bir görüşmede bulunmak üzere tebdili kıyafet olarak bulundukları kasabaya gelecekler.
Tim komutanı, Karayılan’ın orada paketlenmesine, korumalarının da etkisiz hale getirilmesine ilişkin planı, kimin ne yapacağını bir kez daha tekrarlıyor.
Herkes, her şey hazır. Bir saat içinde operasyon yapılacak ve paketle birlikte Türkiye’ye yola çıkılacak.
Boğucu sıcağı hisseden bile yok.
Aradan 15 dakika geçiyor ve time, Karayılan ve beraberindekilerin beklenen yere geldikleri haberi ulaşıyor.
Geri sayıma geçiliyor.
Tim komutanı, Ankara’daki harekat merkezine, “tilki kafeste” diye mesaj gönderiyor. Birkaç dakika sonra “bekleyin” cevabı geliyor.
***
Aynı saatlerde Ankara’daki harekat merkezinde de endişeli bir bekleyiş hakim. Onlar da, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan gelecek haberi bekliyor.
Zaman ilerledikçe, “tilki”nin kaçabileceğine ilişkin endişe büyüyor.
***
Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu, Efkan Ala, Hakan Fidan, Necdet Özel, İbrahim Kalın tartışmalı Saray’da bir masanın etrafına dizilmiş, operasyonu görüşüyor.
Artık son dakika ne konuşulduysa ne düşünüldüyse ya da bir yerlerden ne mesajı geldiyse , o masadan “operasyon iptal edilsin” kararı çıkıyor.
Karar, harekat merkezine bildiriliyor.
***
Tim komutanı, harekat merkezinden gelen “tilkiyi bırakın” mesajını, öfkeyle ekibine bildiriyor.
Boğucu sıcak, bulundukları yeri işte o an kasıp kavuruyor.
Bir süre sonra da, tilkinin, geldiği gibi gittiği haberi geliyor.
Tim, Murat Karayılan’ın aynen teröristbaşı Öcalan gibi paketlenmesine yönelik umutlarını o sıcağa bırakıp, Türkiye’ye geri dönüyor.
Son söz niyetine: Geçen yaz ne yaptığınızı biliyoruz. Hepiniz yargılanacaksınız.
