Reza Zarrab’ın ABD’de tutuklanmasının Türkiye’de kimlere ve nerelere etki yapacağına ilişkin yoğun tartışmalar yaşanırken JÖNTÜRK, ABD’nin özellikle yasa dışı finansal faaliyetleri temel alarak belirlediği “Siyasi Nüfuzunu Kötüye Kullanabilecekler Listesi”ndeki (PEP) Türk politikacıları gündeme getiriyor. Evet, Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Ali Babacan ve Egemen Bağış, aileleri ile birlikte bu listeye alındı.
PEP (Politically Exposed Person), “siyasi nüfuz sahibi kişiler”i belirlemek için kullanılan bir terim. Fakaaat, özellikle “siyasi nüfuzunu kötüye kullanabilecek üst düzey devlet adamları, bürokratlar”ı tanımlamak için kullanılıyor. G7 ülkeleri tarafından kurulan ve Türkiye’nin de üye olduğu Mali Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force- FATF) tarafından da bu gruba alınanlar, kara para aklanmasına yönelik olarak “risk faktörü yüksek kişiler” olarak tanımlanıyor.
Her ne kadar listede yer alanlar, tamamen “güvenilmez”, “rüşvetçi” olarak değerlendirilmeseler de “risk faktörü taşıyan kişiler” olarak görülüyor.
Söz konusu listeye, adı geçen kişilerin özellikle banka transferleri ve üçüncü şahısların şikayetleri (belgeye dayalı) sonucu alındığını da belirtmekte yarar var.
Listeye, o kişilerin tüm yakınları da dahil ediliyor.
Liste, uluslararası kara para faaliyetleri ve yolsuzluk araştırmalarında referans olarak kullanılıyor.
Recep Tayyip Erdoğan, listeye son girenlerden: tabii tüm aile efradı ile birlikte.
Gül’ün listeye Cumhurbaşkanlığı görevinden ayrılmadan önce alındığı öğrenildi.
Listede 17–25 Aralık Yolsuzluk Soruşturmasının aktörlerinden Egemen Bağış ile eski Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan da yer alıyorlar.
Bu isimlerin hepsi ABD’nin İran’a yönelik olarak uyguladığı ambargonun 2010–2013 yılları arasında Türkiye merkezli olarak delinmesinde yetkili ve etkili konumlardaydı.
Reza Zarrab’ın ABD’de tutuklanmasına bir de bu açıdan bakmakta yarar var.