Tayyip Erdoğan, İsrail ile varılan mutabakatın gereklerinden birini daha yerine getirerek; Mavi Marmara olayını birlikte kotardığı İsrail’in terör listesindeki İHH ve onun lideri Fehim Bülent Yıldırım’ı sattı. Erdoğan, “Bana mı sordunuz Mavi Marmara ile yardım götürürken” dedi.
İsrail ile ilişkilerde yaşanan son gelişmeleri eleştirenlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
Olayı yaşayan benim, olayı yaşayan benim özel temsilcilerim fakat sen neyi duydun, neyi gördün, neyi bildin? Söylemediğim şeyleri söylenmiş gibi gösterenler var. Çünkü bunlar akşam başka, sabah başka konuşurlar, böyle hareket ederler. İkinci başlığımız neydi bizim? Dedik ki tazminat. Görüşmeler yapıldı, 20 milyon dolar 10 şehidimiz için tazminat olarak belirlendi. Şimdi çıkmışlar onlara farklı şeylerle, ‘Olur mu 20 milyon, ne demek, siz daha fazlasına layıksınız.’ Bu kanın rakamı olur mu? Şu anda yapılan görüşmeler neticesinde böyle bir tazminata karar verilmiş. Alır veya almaz ama biz burada uluslararası bazda bir adım atıyoruz. Siz kalkıp da Türkiye’den böyle bir insani yardımı götürmek için günün Başbakanına mı sordunuz? Biz zaten oraya gerekli yardımı, Gazze’ye bugüne kadar hep yaptık, yapıyoruz. Filistin’e yaptık, yapıyoruz ama bunları da yaparken bizler bir yerlere gövde gösterisi olsun diye değil, her şeyi uluslararası diplomasi neyse bu diplomasi içinde yaptık, yapıyoruz. Bundan sonra da yapacağız. Bunları davul zurna çalarak değil, edebi, adabı içerisinde yaptık, yapıyoruz.
Adını vermedi, ancak Erdoğan’ın bu sözlerinin muhatabı, İsrail’le anlaşmayı eleştiren İHH Başkanı Bülent Yıldırım’dı…
Oysa aynı Erdoğan, olayın yaşandığı dönemde Mavi Marmara’nın kendi izniyle Gazze’ye yardım götürmek için yola çıktığını söylemişti.
..Ve o dönem İsrail’in terör listesindeki İHH, Mavi Marmara gemisinin hareketi ile ilgili tüm planları Erdoğan’ın başbakanlık ofisi üzerinden yürütmüş, İHH Başkanı Fehim Bülent Yıldırım da sürekli olarak başbakanlık binasına girip çıkmıştı.
Erdoğan ve Yıldırım arasında o günlerde su sızmıyordu; mafya patronu Sedat Peker’le birlikte tabii…