İşte Erdoğan-Gülen kavgasını alevlendiren o ihbar (MİT TIR’ları vakası)

Gezi olayları gerde kalmış, Erdoğan ve şürekası ile Gülen çetesi arasındaki bilek güreşi enikonu şiddetlenmişti.Tarihler 7 Kasım’ı gösterdiğinde Adana Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele’ye (KOM) yapılan bir ihbarla, hem 17-25 Aralık hem de MİT TIR’ları sürecinin fitili ateşleniyordu. İhbar, Adana Sanayi’de bir TIR’da uyuşturucu olduğuna ilişkindi. Ne ki, KOM ekipleri olay yerine gittiğinde söz konusu TIR’da külliyatlı miktarda silah buluyordu. Peki kimdi bu ihbarcı ve ihbarın gerekçesi neydi?

JÖNTÜRK’ün Washington’daki istihbarat kaynaklarından edindiği bilgilere göre, ihbar, bizzat Türkiye’deki CIA ajanları tarafından yapıldı.

JÖNTÜRK’ün edindiği bilgilere göre o ihbarla ilgili olarak gelişmeler şöyleydi:

Türkiye o sırada ABD’nin menfaatlerine tamamen karşı bir politika uyguluyordu. Bu da özellikle enerji alanında kendisini gösteriyordu. Kuzey Irak yönetimi ve Rusya ile Irak petrollerinin bir tür paylaşımını yapan Türkiye’ye bir yanıt verilmesi gerekiyordu.

Washington’da bu yanıtın Gülen cemaati aracılığıyla yapılmasına karar verildi ve düğmeye basıldı. Bilgimiz dahilinde olmasına rağmen Türkiye’nin Suriye’deki “İslamcı”lara silah yardımı yaptığı ortaya çıkarılacak ve böylece Kuzey Irak petrolüne ilişkin ABD’nin istediği noktaya gelmesi sağlanacaktı.

Aracı hedef olarak Adana KOM seçilmişti. Çünkü, o güne kadar Erdoğan ve ekibi, Emniyet Terörle Mücadele’deki Gülen unsurlarını büyük ölçüde temizlemişti. Gülencilerin Emniyet’teki en güçlü merkezi KOM’du.

İhbar, “uyuşturucu taşınıyor” diye yapıldı. Adana KOM, ihbar üzerine olay yerine, basını da yanına alarak gitti. Onlar gerçekten de, plakasından şoförüne kadar her bilgisi paylaşılan TIR’da uyuşturucu bulacaklarını sanıyorlardı.

Buldukları ise TIR’daki bir havan topu başlığı imalathanesi malzemesi ile ve 935 havan topu başlığıydı.

Erdoğan, olayı öğrendiğinde küplere bindi. O, bu işin arkasında cemaatin olduğundan emindi ve kavgayı, dersanelerin kapatılacağına ilişkin alınan kararla daha üst seviyeye taşıdı.

Bilindiği gibi, bu hamlenin arkasından da 17-25 Aralık geldi.

Maalesef, her iki taraf da, süreci yönettiklerini sanma gafletine düştü.

Bu tarihlerde Langley’deki bir masada, öperasyonun istenildiği gibi sürdüğü konuşuluyordu.

Ha bu sırada MİT’te ise gelişmelerin nereye varabileceğine ilişkin bırakın analizi bir bilgi notu bile maalesef oluşturulamıyordu.

Yorumlayın

Your email address will not be published.