Recep Tayyip Erdoğan, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Töreni’nde yaptığı konuşmada tek parti dönemine atıfta bulunarak “Elinden gelse Türkiye’yi Alman Nazizmine, İtalya faşizmine sürükleyecek bir zihin yapısına sahiptir” dedi. Fakaaat, aslında Alman Nazizmi ve Mussoloni Faşizmi ile işbirliği, fikirdaş olduğu Kudüs Müftüsü Hacı Emin el Hüseyni tarafından bizzat gerçekleştirilmişti.
II. Dünya Savaşı’nda Almanya tarafından Bosna Hersek’teki bazı din adamlarının çağrısı üzerine 13. Bölük, nam-ı diğer SS Hançer (Handzar), Wehrmacht’ın 369. alayının bir parçası olarak kurulmuştu. Müslümanlarda Wehrmacht’ın parçası olarak kurulan 13. Bölük’e katılma konusunda hâlâ gönülsüzlük vardı.
Naziler ve işbirlikçisi Siyasal İslamcılar, bu gönülsüzlüğü aşmak için Yahudi kartını oynadı. Filistin’de ciddi bir etkiye sahip olan Kudüs Müftüsü Hacı Emin el Hüseyni, yardıma çağrıldı. Hüseyni, Cihad çağırısına koşan Müslüman gençlere ilk iş olarak Alman propaganda bakanlığınca basılan “İslam ve Yahudilik” adlı kitabı okutarak onları Yahudi düşmanlığıyla dolduruyordu.
II. Dünya Savaşı patladığında Hüseyni, Yahudi karşıtı bir çizgi izleyen Almanya’yla bağlantı kurmuştu. Mayıs 1941’de Müslüman Arapları eski efendileri İngiltere’ye karşı Almanya’nın safında savaşa çağırarak Cihad ilan eden Hüseyni, dört gün sonra İngiliz ordusu Irak’ı işgal edince, önce İran ve Türkiye üzerinden İtalya’ya gidecek, Hitler’in faşist yoldaşı Mussolini ile görüşmeler yapacak ve oradan Almanya’ya geçecekti.
Hüseyni, 28 Kasım 1941’de Hitler’le de görüşecek ve yalnızca Balkanlardaki Müslümanları Alman askerine dönüştürmekle yetinmeyip, Ortadoğu’daki bütün Arapları da Almanya’nın safında savaşa sokabileceğini söyleyecekti.
Burada bir parantez açalım ve Hüseyni ile ilgili bir detay paylaşalım:
Kudüs’te 1921 yılında İngiliz yönetimi altında yapılan müftülük seçimlerine aday olarak katılan Hüseyni en az oyu almasına karşın, İngiliz yönetimi bu seçimi geçersiz sayıp kendi adamları olan Hüseyni’yi Kudüs Müftüsü olarak atamışlardı. 1931’de Kudüs’te İngilizlerin güdümünde bir “İslam Kongresi” toplayan Hüseyni, yazışmalarda “Yüksek İslam Konseyi Başkanı” ve İngiliz yönetimin kendisine verdiği “Kutsal Toprakların Müftüsü” ünvanlarını kullanıyordu. Hüseyni 1931’de topladığı İngiliz güdümlü İslam Kongresi’ne o sırada Fransa’da sürgünde yaşayan son Halife Abdülmecid Efendi’yi de çağırmış, Atatürk Türkiyesi buna şiddetle karşı çıkarak Hüseyni’nin Hilafeti diriltmesine izin verilmeyeceğini açıklamıştı.
….Ve Fesli Kadir
Bir numaralı Atatürk düşmanı ve Recep Tayyip Erdoğan’ın hocası Fesli Kadir’e, Atatürk’ün kurduğu Diyanet İşleri’nin Başkanı Ali Erbaş’ın gerçekleştirdiği ziyaret de yukarıda özetlenen mevzuu çerçevesinde ele alınabilir.
Bu yıl 10 Kasım’dan bir gün önceye denk gelen cuma hutbesinde Atatürk’e bir duayı bile çok gören bu zihniyet, Fesli Kadir’i ziyaret edip onurlandırıyorsa varın gerisi siz düşünün.