Ekonomi tıkırında değil, fakr-u zaruret içine düşenlerin sayısı giderek kabarıyor ve bu işin sorumlusu olarak muhalefet bir yana, AKP içinden bile “Sorumlu Damat Berat Albayrak” sesleri yükseliyor.
Hâl böyle olunca da daha çok mühendis kimliğiyle ve İHA alanında başarısıyla AKP tabanının yanı sıra geniş halk kitlelerince de takdir gören Erdoğan’ın ikinci damadı Selçuk Bayraktar sahneye sürüldü.
Selçuk Bayraktar, birkaç aydır sürekli gündemde. Bir yandan mühendis kimliğiyle İHA’ları, koronavirüsle mücadelede kullanılacak solunum cihazlarını anlatıyor diğer yandan da politika yapıyor (bkz. Ahmet Hakan’ın CNN’deki son programı).
Şurası bir gerçek ki, Bayraktar, AKP tabanını bir şekilde konsolide ediyor.
Fakaaaat, madalyonun bir de öteki yüzünde çeşitli şaibeler var.
Biz burada yalnızca 2 şaibeye değineceğiz.
Bunlardan birincisi Selçuk Bayraktar’ın kuzeni Mehmet Mert Bayraktar’ın feci bir cinayete kurban gitmesiyle ilgili.
Evet, Selçuk Bayraktar’ın teknik müdürlüğünü yaptığı İHA üreticisi Bayraktar Grubun’un muhasebecisi olarak çalışan Mehmet Mert Bayraktar, 5 Haziran 2012 yılında evinde boğazı kesilerek öldürülmüş olarak bulundu.
Yapılan ilk inceleme sonucunda, evin kapısının zorlanmadığı ve evden de hiçbir şey çalınmadığı belirlendi. Bunun üzerinecinayeti tanıdık bir kişinin işlemiş olabileceği ihtimali üzerinde durulmaya başlandı.
Milliyet ve Vatan bir gün sonra cinayeti “tanıdık işi mi” diyerek sütünlarına taşıdı.
Ne hikmetse bir süre sonra soruşturma rafa kaldırıldı ve bugüne kadar da bu esrarengiz cinayetle ilgili hiçbir gelişme yaşanmadı.
Bu olayın ardından geçen birkaç sene içinde Bayraktar Grubu, İHA üretimine büyük bir hız verdi. Üretilen İHA’lar Türkiye’deki muadillerinden teknik olarak daha düşük olmalarına rağmen TSK tarafından alınmaya başlandı.
2016 yılında Selçuk Bayraktar’ın Erdoğan’ın küçük kızı Sümeyye ile evlenmesinin ardından devlete İHA satışında büyük bir patlama yaşandı.
Şimdi gelelim ikinci şaibeye…
Selçuk Bayraktar ve İHA’ları o günlerde göklere çıkarılırken “milli ve yerli” edebiyatı yapılırken, TSK’dan gelen bir rapor oyunu tersine çevirecek düzeydeydi.
Raporda, Selçuk Sayraktar’ın İHA’larının sorunlu olduğu örneklerle belirtiliyordu.
Sonrasında ne mi oldu?
O raporda imzası olan Tümgeneral Avni Angun FETÖ suçlamasıyla hapse atıldı.
Angun, 632 günü demir parmaklıklar ardında geçirdikten sonra suçsuz olduğu anlaşılarak serbest bırakıldı.
Damat, damadın kurdudur.
Bizden yansıtması…
