Osmanlı padişahlarının yirmibeşincisi ve yüzdördüncü halife olan III. Osman (1754–1757 yılları arasında hüküm sürdü), kadın düşmanlığını o kadar ileri götürmüştü ki, ayak seslerini duyan kadınların kaçıp gizlenmelerini sağlamak için ayakkaplarının altına altın ökçeler çaktırmıştı.
İçkiye ve afyona düşkün olduğu da bilinen III. Osman, karşı cinse tamamen ilgisizdi (Belki de bu yüzden içiyordu :-). Tahta çıkmadan önce Topkapı Sarayı’nda 51 yıl kapalı tutulan III. Osman, etrafında tek bir kadın bile görmeye tahammül edemiyordu.
Tarihçiler, tahta çıktıktan hemen sonra III. Osman’ın sarayda hiçbir kadının kendisine görünmemesi talimatını verdiğini belirtiyorlar. Padişah, kendisinin ayak seslerini duyan kadınların kaçıp gizlenmelerini sağlamak için ayakkabılarının altına altın ökçeler çaktırmış.
III. Osman’ın kadın düşmanlığı en çok annesi Valide Sultan Mari’yi (Sehsuvar Sultan) üzüyordu. Her türlü çabasına karşın oğlu hiçbir cariye ile ilişkiye girmiyordu ve bu da saltanatın sonu olarak bilinen erkek torun olmaması demekti.
Sehsuvar Sultan’ın bu sorunu, seçtiği iki cariyeye kendi bildiği ve uyguladığı erkekleri baştan çıkarma yollarını bir bir öğreterek ve bu cariyeleri bizzat kendi elleriyle oğlunun koynuna sokarak aşmaya çalıştığı söylenir.
Buna karşın bu taktikler fayda vermemiş ölümünden sonra tahta amcasının oğlu III. Mustafa geçmiştir.