Erdoğan ve ekibi, tarikatları kapatmayarak suç işliyor

Aslında 30 Kasım 1925’te kabul edilen ve 13 Aralık 1925’te Resmi Gazete’de yayımlanan “Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve İlgasına dair kanun” (677 sayılı) hâlâ yürürlükte.

Anayasanın 174. maddesi de, bu kanunun da aralarında bulunduğu devrim kanunlarını koruyor; bunların anayasaya aykırılığının ileri sürülemeyeceğini kaydediyor.

İşte o kanun:

Diğer tarafından özellikle Tayyip Erdoğan ve saz arkadaşları, söz konusu 677 sayılı kanunu uygulamayarak, Türkiye için en büyük tehdit olan tarikatların önünü açarak ülkeyi karanlığa sürüklüyor.

Kanunun uygulanmaması sonucu, Türkiye şu an tam bir tarikatlar cenneti (İlgili haberimiz için TIKLAYIN).

Eğer bu yasa tavizsiz uygulansaydı Türkiye’de bugün ne FETÖ ne Menzil ne İsmailağa ne de diğerleri boy gösterebilecekti.

Mustafa Kemal Atatürk, 677 sayılı kanunun kabul edilmesinden önce şunları söylemişti:

Var olan tarikatların amacı, kendilerine bağlı olan kimseleri dünyada ve manevi olan hayatta mutluluk sahibi yapmaktan başka ne olabilir? Bugün ilmin, fennin, bütün kapsamı ile medeniyetin ışığı karşısında filan veya falan şeyhin uyarmasıyla maddî ve manevi mutluluğu arayacak kadar ilkel insanların Türkiye medeni toplumunda varlığını asla kabul etmiyorum.

Bunlara yine Atatürk’ün şu sözlerini ekleyelim:

Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar, meczuplar memleketi olamaz. Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir.

…ve soralım…

Yok mu işlenen bu suçu görüp de gereğini yapabilecek bir savcı ya da hakim…

Bu sorun çözülmedikçe, Türkiye’nin başına örülecek çorapların sonu gelmez.

Yorumlayın

Your email address will not be published.