“Başkanlık” ısrarındaki şeytani sır!

ABD’de CIA’nın yan kolu olarak çalışan RAND, 2008 yılında Pentagon için bir rapor hazırladı. Bu rapor, ABD’nin özellikle Ortadoğu’da 2020 yılına kadar sürdüreceği hesaplanan “uzun savaş”la ilgili stratejiler içeriyordu.

randrapor

Raporda, petrol rezervlerinin bulunduğu bölgeler arasındaki kırılamaz hatlar kurmak için mezhep savaşlarından nasıl istifade edileceği anlatılmaktaydı.

divide1

Rapor, Selefi-Cihatçı grupları birbirine karşı savaştırarak ülkelerin bölünmesini yani “böl ve yönet” stratejisini öngörmekteydi. Bu stratejinin uygulanmasında örtülü operasyonlar, bilgi operasyonları, düzensiz kuvvetler ve yerel güvenlik güçlerinin desteklenmesi yöntemleri kullanılacaktı (Şu an Türkiye ile ABD’nin Suriyeli muhaliflerin eğitilmesine ilişkin “Eğit-Donat” operasyonu da bu raporda yer alıyordu).

Ayrıca, “itin ite kırdırılması” stratejisiyle bazı cihatçı gruplara silah yardımı yapılması bile bu raporda yer alıyordu (Bkz. MİT TIR’ları ile ilgili gelişmeler)

“Unfolding the Future of the Long War” adlı rapor, ABD’nin askeri ve diplomatik politika önceliklerinden oldu (Obama’nın onayıyla tabii ki) ve buna CIA’nın da desteği sağlandı. ABD, Ortadoğu’da şu an bu rapordaki strateji ve taktikleri uyguluyor.

Uygulanacak strateji için işbirliği yapılacaklar listesi hazırlandı ve bu listede Recep Tayyip Erdoğan’a da yer verildi. Erdoğan, birkaç yalpalama dışında (Rusya’ya yakınlaşma, Çin’den füze sistemi alınması vb.) kendisine biçilen rolü kabul etti ve uygulamaya koydu (Uygulamasaydı sonu Saddam ve Kaddafi olacaktı ve bu kendisine söylendi).

Rapordaki en ilginç maddelerden biri, işbirliği yapılacak bölge ülkelerindeki devletin güçlü olması gerektiğine ilişkindi. Bu nedenle, Türkiye’de başkanlık sisteminin kurulması ve ABD’nin “uzun savaşı”nda “uzun adam”ın He-Man olması gerektiğine karar verildi. Erdoğan da bu konuda ABD’ye taahhütte bulundu.

Erdoğan işte bunun için “Başkanlık” diye ısrar ediyor, meydanlara çıkıp aleni parti propagandası yapıyor; beceremezse akibetinin ne olacağının korkusuyla…

…Ve de belki fikirlerinin kendisine ait olduğunu zannederek.

Yorumlayın

Your email address will not be published.