Başına çuval geçirilen askerimizin ağzından 4 Temmuz 2003’te yaşananlar

/

Kuzey Irak’ta Amerikan askerlerince gözaltına alınan Türk askerlerinin neler yaşadıklarını içlerinden birisinin ABD basınına anlattıklarıyla öğrendik.

Kendisini Yüzbaşı Aydın olarak tanıtan bir Türk özel timi mensubu Chicago Tribune gazetesinin Kuzey Irak’taki muhabirlerinin sorularını yanıtlayarak yaşananları Amerikan medyasına anlatınca bizler de ayrıntıları öğrenme olanağı bulduk. Peki bizim subaylarımız neden bizim basınımıza konuşmadılar da ABD basınını tercih ettiler?

38 yaşındaki Yüzbaşı’nın Amerikalı muhabirlere anlattıkları şöyle:

Cuma günü saat 14.00’te ilk kez Amerikan askerlerini karakolun demir kapısına vururken görünce şaşkına döndüm.

Binanın önünden bağırış-çağırış ve silah sesleri geldi. İngilizce bağırışları duyunca, Amerikalıların başına birşey geldi ve yardım istemek için buradalar diye düşündüm.

Yüzbaşı Aydın, hemen girişe koştuğunu ve o anda Amerikalıların kilitleri kırarak içeri girdiklerini anlattı.

Chicago Tribune’un yanı sıra San Jose Mercury News gazetesinde de çıkan habere göre, Türk subayı şöyle devam etti:

İngilizce (Biz Türk askeriyiz, silahsızız) dediğim anda başımın üzerinden bir merminin geçtiğini hissettim. Sonrasında da ben ve timdeki diğerleri zorla yere yatırılarak, plastik kelepçelerle kelepçelendik.

Kafalarımızaa plastik torba geçirildi ve sokakta itilerek, askeri kamyonlara bindirildik. Kelepçelerin çok sıkı vurulmuştu, bilekleriimden biri bu nedenle kesildi. Kamyonlarda konuşmaya kalkışanlar ABD’liler tarafından tokatlanarak susturuldu.

Sürekli bu bir yanlış anlama, yanlış hedefe saldırdılar, Baas Partisi ya da İslamcı militanları yakaladıklarını düşünüyor olmalılar diye kendime tekrar edip durdum.

Kerkük’te sorgulandıktan sonra Cumartesi günü helikopterle Bağdat’ta bir cezaevine götürüldükl. Pazar’a kadar savaş esiri muamelesi gördük. Sonra bizi serbest bırakmaya karar verdiler, bize sigara, su ve yiyecek verdiler. Olanlardan dolayı üzgün olduklarını söylediler, ama bileğimdeki kesikler bana hiç de öyle olmadıklarını anımsatıyor.

Yorumlayın

Your email address will not be published.