ABD Başkanı Donald Trump’tan onun Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’a Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ya kadar birbiri ardına yapılan “Suriye’deki Kürtler garanti altına alınmadan çekilmeyeceğiz” açıklamaları, Ankara-Washington hattını gerdi.
JÖNTÜRK, ABD’nin “Kürt hassasiyeti”nin bu denli yoğun olmasındaki faktörü ortaya çıkardı.
Evet, 2014 tarihli “Gizli” kayıtlı ABD Dışişleri Bakanlığı belgelerinde (ki hem Trump’a hem de diğerlerine tekrar sunuldu), bu hassasiyetin nedenleri anlatılıyor.
Bu belgelerde, 2011 yılında Suriye’deki Kürtler’in 11 partisinin bir araya gelmesiyle oluşan (PYD yok) Kürt Ulusal Kongresi’nin (KNC), hem ABD hem de Türkiye nezdindeki girişimleri anlatılıyor.
KNC’nin Türkiye’de temasta olduğu isimler arasında o dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanı İbrahim kalın da bulunuyor, Kalın KNC yetkilileriyle yaptığı görüşmede, Türkiye’nin Kürtler’le işbirliğinin mümkün olmadığını söylüyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı belgelerinde, KNC yetkilerinin bu durumu, Türkiye’nin Suriye’de Müslüman Kardeşler ağırlıklı Sunni bir hükümet kurmak istediği ve Kürtler’i hiçbir biçimde yeni kurulacak hükümette görmek istemediği şeklinde algıladığı belirtiliyor.
Belgelerde, KNC’nin, PKK’ya olumlu bakmadığı, ancak yaşanan gelişmelerin Suriye Kürtleri’in, PYD’nin kucağına attığı kaydediliyor.
İşte bu belgelerden hareketle ABD üst yönetimi, Türkiye’nin, “Bizim Suriyeli Kürtler’le bir problemimiz yok, PYD ile var” şeklindeki açıklamalarını güvenilir bulmuyor.
Bizden hatırlatması…
